Açıkcası kaç
zamandır yazı yazmak için şu anı beklemiştim.Bugüne gelmeden önce 3 haftasına
gitmek istiyorum.Sevgili basınımız Schalke’yi adeta Almanya’nın orta halli
takımlarından biri olarak gösterip maçın favorisinin Galatasaray olduğunu ısrarla söylerek maç öncesi çok kolay bir tur
havası yarattı.Lakin işin aslı öyle değildi Huntelaar,Farfan,Drexler gibi çok
iyi hücum oyuncularına sahip olan Schalke Avrupa’nın en iyi takımlarından
biriydi. Zaten bunu da Arena’daki maçta Schalke çok sert bir şekilde yüzümüze
vurdu.
Bugüne
gelirsek bir nevi roller değişmişti.Galatasaray formsuz,Schalke ise formunun
zirvesindeydi ki bu maça Dortmund derbisinden çıkarak gelmişti.Maçın
başlamasıyla baskılı oynayan taraf sarı kırmızılı ekipti.3 lü orta saha ve
önlerinde Sneijder ile sürekli değişen 4 lü yapısıyla rakibinin aklını
karıştırarak pozisyonları bulmaya başladık derken hakemin ağır hata yaptığı bir
pozisyonda Schalke golü buldu.Golden sonra takım hiç istifini bozmadı-bu tavır
takımın inanmışlığını gösteriyor-ve baskıyı Schalke üzerinde daha da arttırdı.
Dakikalar
37’yi gösterirken ‘Talihsizlikler Kralı’ Hamit Altıntop-aslanım benim-öyle bir
vurdu ki topa artık direk bile saygı gösterip gole katkıda bulundu.Tam bu golün
sevinç sarhoşluğunu yeni atmışken üstümüzden o dakikaya kadar pek bir varlık
gösteremeyen ‘kral’ BY17 kendine yakışanı yaptı ve büyük golcüler ne yaparsa
onu yaptı 42.dk da ibreyi bizim lehimize döndürdü.
İkinci yarı
ise ilk yarının tersi bir görüntü oldu.Geride kalan savunma yapan takım
Galatasaray,akın akın gelen taraf Schalke’ydi.Belki de oyunu geride
kabullenerek topuğumuza sıkmıştık ve 62.dakikada tam bir karambol pozisyonunda
Schalke 2.golü buldu.Bundan sonra ise devreye giren isim Muslera’ydı-zaten
büyük kaleciydi iyice tescilledi-.Uruguay’lı file bekçisi adeta turu getiren
kurtarışların altına imzasını attı.Muslera’ya eşlik eden isim ise Melo oldu ve
Manu maçından sonra bu sezonun en iyi oyununa imza attı.80lerde Schalke’de
yorulunca Galatasaray affetmedi ve 90+5’te kremanın üstüne ‘çilek’i koydu.
Bu zaferde
bir takım ruhunun eseri ve bu ruhun lideri Grande.Dünyanın en büyük 3-4 teknik
adamından birine sahip olduğumuz için gerçekten şanslıyız.
Yazıyı
sonlandırırken son bir söz biraz şans yanımızda olursa ‘Road to Wembley’.Neden
olmasın ?
Geçmiş olsun
Ice Man Semih Kaya..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder