23 Ağustos 2013 Cuma

YABANCI SINIRLAMASI,HAZIRLIK KAMPI,SÜPER KUPA




Uzun süren yazı yazmama orucumu uzun ve kapsamlı bir yazıyla açmanın  zamanı geldi sanırım.İlk konu geçen sezondan beri tartışılan ve belli ki önümüzdeki günlerde de tartışılması kaçınılmaz olan yabancı kontenjanı sorunsalı.Başka bir tabirle '6+0+4 zırvası' da denilebilir tabi.Sözüm ona 'milli takımın kalitesini' arttırma adı altında ne hikmettir ki milli takım antrenörünün bile karşı olduğu bir kural bı 6+0+4 dediğimiz olay.Hala yerli futbolcu kalitesinin arttırılmasında ki en önemli öğenin alt yapı eğitimi olduğunu anlamayan vizyonsuz federasyonumuzun bu ülke futbolunu geliştirmesi bir yana batırmasının bir parçasıdır bana göre bu kural.İlla bi kural konacaksa yabancılarla ilgili ve yerli futbolcu kalitesi de arttırılmak isteniyorsa dersin ki 6 tane 11'de yabancı olacak,kulübene de 2 yabancı koyabilirsin ama o 2 yabancı karşılığı para alırsın alt yapıya harcarsın o parayı.Hem kulüpler istediğini alır hem sen.

Bu sınırlamanın bir ilginç tarafında 1'in 17'den üstün kabul edilmesi.Süper lig'de Fenerbahce haric-kadrosunda 11 yabancısı var-tüm takımların bu kurala itiraz etmesine rağmen Fb'nin istediğinin yapılması Federasyonun ne kadar objektif ve tarafsız olduğunun da göstergesi-Hayır zaten biliyorduk da bu kadar belli etmeseler daha iyi olurdu-
Sonuç olarak bu deli zırvası kısıtlama,milli takımın kalitesini arttırmak yerine daha da düşürecek ve Türk futbolunun zaten yerlerde olan marka değerini iyice dibe göçertecektir.Zaten son 2-3 yıldır şike vs mevzularından 'hasta adam' olarak tanımlayabileceğimiz Türk futbolu bu kuralla 3.sınıf Avrupa ülkesi seviyesine düşecek.
Gelelim 2.konumuz olan hazırlık kampına.Fatih Hoca geldiğinden beri hakikaten her sene doğru bir hazırlık kampı nasıl yapılır adeta ders veriyor bizlere.İlk etapta Ingiltere'de  yükleme yaparken zayıf takımlarla maç yaparak takımı yormamaya da özen gösterdi.Özellikle Sneijder'in yıldızlaştığı kamp sonrası İzmir'de Malaga ile o zaman ki seviyemizi görmek açısından önemli bir maç yaptık.Kampın yıldızı Sneijder'in hakikaten özlediğimiz o 10 numara olduğuna dair güzel işaretler verdiği bu maç ayrıca 3 maç süren 'Dany'nin Penaltı Laneti' isimli korku filmininde başlangıcı oldu.
Bu maçın ardından İtalya'da Napoli ile de maç yapan takım buradan İngiltere'ye geçerek Avrupa'nın sayılı özel turnuvalarından olan ve bir çok kişice de 'mini şampiyonlar ligi' olarak adlandırılan Emirates Cup'a katılarak Avrupa'da ne kadar önemli bi takım olduğunu ve Türkiye'deki takımlarla arasında da önemli bir prestij farkı olduğunu ortaya koydu.2 maç süren bu turnuvada takım hem Porto hemde Arsenal karşısında ikinci yarılar ortaya koyduğu mücadeleyle bu prestijli turnuvada şampiyon olmasını bildi.
Bu turnuvayı ufak bir gözlem altına alırsak şu notları çıkarabiliriz sanırım.Bu turnuvaya kadar-kalitesini her ne kadar bilsem de-kafamda hakikaten soru işaretleri yaratan ve beni ufak ufak korkutan Chedjou'nun ne kadar önemli bi transfer olduğunu anladım.Drogba 35 yaşında olmasına rağmen ekonomik bir şekilde oynarak gerektiği yerde 10 dk yüksek efor sarfeder maçı çeviren bir oyuncu olduğunu gösterdi.Geçen sene İnter'le çeşitli sebeplerden dolayı antreman dahi yapamayan ve bu eksiği geçtiğimiz sezon belli olan Sneijder'in antreman açığını kapattığı ve bomba gibi bir sene yaşayacağını gösterdi.Ayrıca Ceyhun kendini Kayseri'de çok geliştirmiş belli.Artık oyunu iki yönüyle de oynamaya başlamış ve bu da Terim'in gözüne girme konusunda büyük avantaj.
Bu turnuvadan sonra Galatasaray'a hem moralman hem de psikolojik getirisi olan Süper Kupa'da önemli bir Fenerbahçe derbisi bekliyordu.Kısa bir şekilde Mert vs Galatasaray olarak adlandırabileceğimiz maçta takım genel olarak maça hakimdi.Fener'e öyle çok tehlikeli atak şansı vermediler ve 99.dakika' da Sneijder'den,Amrabat'tan hatta ve hatta Erman'dan beklediğimiz ortayı kampın en tartışılan isimlerinden biri olan Hakan Balta'nın güzel ortasında güzel ve büyük insan Didier Drogba ustaca bi vuruşla topu filelere göndererek kupayı takıma kazandıran isim oldu.Bu galibiyetle hem müzeye yeni bir kupa eklerken Galatasaray ezeli rakibinin sözde sahip olduğu 'psikolojik üstünlüğü' tekrar yıktı ve FB'ye sağlam bir gözdağı verdi.
Yazıyı sonlandırmadan ufak bir lig değerlendirmesi de yapayım.Açık fikrim Galatasaray'ın son 2 seneki çizgiyi bozmayacağı yönünde.Geçen seneki gibi lig bitmeden şampiyonluğunu ilan edecektir bana göre takım.Asıl durum Fenerbahce'de.Bence bu sene herkes Fenerbahce'den iyi bir performans beklemesin.Tam Aykut Kocaman istediği sistemi oturttu derken tam tersi mantalitedeki bir antrenörü getirerek Fenerbahce belki de önündeki 2 sezonu yedi.Bu sene 3 veya 4. olurlar.Bu sene ligde iş yapmasını düşündüğüm takımlar ise BJK ve Bursa.Kayseri ve Es-Es'te bu sene çok can yakar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder