Özellikle son 3 yıldır hepimizin bildiği ancak bir çözüm üretemediğimiz bir defans sorunumuz olduğu herkesçe malum
Tabi bu sorundaki en önemli iki etken sağ ve sol bek sorunumuz. Eboue'nin performansının süreklilik sorunu ve Eboue'nin yedeğinin devşirme olan Sabri'nin sağ bek alternatiflerimiz olması ve ayrıca özellikle Euro 2008'den sonra her sene daha da azalan bir performansla oynayan Hakan Balta ve gene devşirme bek Riera'ya düşen bir defans sol kanadımız olunca defansta sorun yaşamamak zaten neredeyse imkansız. Ancak biz yıllardır bu sorunu hep stoperde aradık ve son 3 senede 8 tane oyuncuyu oynattık burada (Ujfalusi-Servet-Semih-Gökhan-Dany-Chedjou-Ceyhun-Cris). Ancak dediğim bek sorunlarından dolayı stoperler onların açıklarını kapatmak isterken ortada açık veriyor bu da gol pozisyonuna zemin hazırlıyordu.
Defans sorununa ek olarak dengesiz kadro yapımızda bu sene en çok baş ağrıtan meselelerimizden biri oldu. Burak sol da mı oynar forvette mi ? Sneijder oynarsa Burak oynar mı ? Bruma sağda mı oynamalı sol da mı ? gibi nice soruyla basta Mancini olmak üzere biz bile uğraştık. Ancak şu bir gerçek ki Burak veya Sneijder'den herhangi birini yedeğe çekmek büyük bir kayıp olurdu ve bu iki oyuncunun da oynamasını sağlayan 2 sistem vardı. Ya 4-3-1-2 ya da 3-5-2 veya onun kombinlerini oynamalıydı Galatasaray.
4-3-1-2 geçen seneki başarının anahtarı olmasına rağmen içinde büyükte bir risk barındırıyordu. Öndeki 3 kişinin zaten defansa katkı vermediğini düşünürsek orta sahada ki adam sayımız iyice azalıyor beklerden herhangi birinin de hücumdan savunmaya geri dönmekte sorun yaşadığı durumda tehlikeli kontralar ile gol yemeye davetiye çıkarıyorduk. (bkz: Arena'daki S04 maçı) Bu arada geçen sene 4-3-1-2'nin bu açıklarını minimuma indiren adam Hamit'ti onun yerine denenen Engin-Ceyhun ve Yekta 3'lüsünden bu katkı gelmeyince bu sistemi oynamak büyük bir riskti.(bkz: Arena'daki 6-1'lik Real maçı)
Geç de olsa Mancini İtalyan ruhunun da etkisiyle sanırım 3-4-1-2 sisteminde karar kıldı. Bu sistemde Eboue ve Riera gibi ne tam bek ne tam hücum oyuncusu olan kanatların açıkları minimize ediliyordu çünkü onların açıklarının olduğu yerde stoperler devreye gidiyor o stoperin açığını da orta sahadaki defansif roldeki oyuncu -Melo- kapatıyor ve her şey tıkırında gidiyordu. Tabi bu sistemin önemli parçalarından biri stoperlerin birinin lider karakterinde olması sanılanın aksine takımdaki bu isim Chedjou değil Gökhan Zan tabiki de. Gökhan’ın bir nevi liderliğinde geri hat daha düzenli işlemeye başladı son 2 maçtır özellikle. Ayrıca bu sistem ile Burak Drogba ile forvette yer alıyor Selçuk ve Sneijder ara pasları ile bu ikili daha rahat besleyebiliyor.
Bu sistemi daha mükemmel hale getirecek 2 şey var şu an takım için. Stopere Chedjou'nun yerine liderlik vasfı Zan'dan da fazla olan (bkz: Ujfalusi) gibi bir adam alıp sol kanat içinde sol bek orjinli olup aynı zamanda sol önde de oynayabilen bir adam alarak (bkz: Kolarov) sağ kanata da Hamit'i monte ederek çok daha işleyen bir hale getirebilir ve bu sistemi bir gelenek haline getirebiliriz. Çünkü 3-5-2 ile çok da güzel başarılı olunabileceğini Prandelli'nin İtalya'sı bize çok net bir şekilde Euro 2012'de gösterdi. Buna ek olarak İtalya'da Valter Mazzari'nin 3'lü savunma ile bundan 10 sene önce 3.Lig'de oynayan Napoli'yi ve son 3-4 senesini felaket geçiren İnter'i nereden nereye getirdiği de bir örnek olabilir.
Hali hazır kadromuzda bile çok şeyleri değiştiren 3'lü savunma sistemi bu seneki anahtarımız olacak gibi duruyor. Ligde bu sistem ile alacağımız 5-6 maç üst üste galibiyet bizi ligde ve devre arası yapacağımız doğru hamleler ile Şampiyonlar Liginde tekrar başarıya götürecektir. Yeter ki şu Juve maçının ardından oluşan havayı bozmayalım ve Lucescu'da yaptığımız hatayı Mancini'ye yapmayalım.
Tabi bu sorundaki en önemli iki etken sağ ve sol bek sorunumuz. Eboue'nin performansının süreklilik sorunu ve Eboue'nin yedeğinin devşirme olan Sabri'nin sağ bek alternatiflerimiz olması ve ayrıca özellikle Euro 2008'den sonra her sene daha da azalan bir performansla oynayan Hakan Balta ve gene devşirme bek Riera'ya düşen bir defans sol kanadımız olunca defansta sorun yaşamamak zaten neredeyse imkansız. Ancak biz yıllardır bu sorunu hep stoperde aradık ve son 3 senede 8 tane oyuncuyu oynattık burada (Ujfalusi-Servet-Semih-Gökhan-Dany-Chedjou-Ceyhun-Cris). Ancak dediğim bek sorunlarından dolayı stoperler onların açıklarını kapatmak isterken ortada açık veriyor bu da gol pozisyonuna zemin hazırlıyordu.
Defans sorununa ek olarak dengesiz kadro yapımızda bu sene en çok baş ağrıtan meselelerimizden biri oldu. Burak sol da mı oynar forvette mi ? Sneijder oynarsa Burak oynar mı ? Bruma sağda mı oynamalı sol da mı ? gibi nice soruyla basta Mancini olmak üzere biz bile uğraştık. Ancak şu bir gerçek ki Burak veya Sneijder'den herhangi birini yedeğe çekmek büyük bir kayıp olurdu ve bu iki oyuncunun da oynamasını sağlayan 2 sistem vardı. Ya 4-3-1-2 ya da 3-5-2 veya onun kombinlerini oynamalıydı Galatasaray.
4-3-1-2 geçen seneki başarının anahtarı olmasına rağmen içinde büyükte bir risk barındırıyordu. Öndeki 3 kişinin zaten defansa katkı vermediğini düşünürsek orta sahada ki adam sayımız iyice azalıyor beklerden herhangi birinin de hücumdan savunmaya geri dönmekte sorun yaşadığı durumda tehlikeli kontralar ile gol yemeye davetiye çıkarıyorduk. (bkz: Arena'daki S04 maçı) Bu arada geçen sene 4-3-1-2'nin bu açıklarını minimuma indiren adam Hamit'ti onun yerine denenen Engin-Ceyhun ve Yekta 3'lüsünden bu katkı gelmeyince bu sistemi oynamak büyük bir riskti.(bkz: Arena'daki 6-1'lik Real maçı)
Geç de olsa Mancini İtalyan ruhunun da etkisiyle sanırım 3-4-1-2 sisteminde karar kıldı. Bu sistemde Eboue ve Riera gibi ne tam bek ne tam hücum oyuncusu olan kanatların açıkları minimize ediliyordu çünkü onların açıklarının olduğu yerde stoperler devreye gidiyor o stoperin açığını da orta sahadaki defansif roldeki oyuncu -Melo- kapatıyor ve her şey tıkırında gidiyordu. Tabi bu sistemin önemli parçalarından biri stoperlerin birinin lider karakterinde olması sanılanın aksine takımdaki bu isim Chedjou değil Gökhan Zan tabiki de. Gökhan’ın bir nevi liderliğinde geri hat daha düzenli işlemeye başladı son 2 maçtır özellikle. Ayrıca bu sistem ile Burak Drogba ile forvette yer alıyor Selçuk ve Sneijder ara pasları ile bu ikili daha rahat besleyebiliyor.
Bu sistemi daha mükemmel hale getirecek 2 şey var şu an takım için. Stopere Chedjou'nun yerine liderlik vasfı Zan'dan da fazla olan (bkz: Ujfalusi) gibi bir adam alıp sol kanat içinde sol bek orjinli olup aynı zamanda sol önde de oynayabilen bir adam alarak (bkz: Kolarov) sağ kanata da Hamit'i monte ederek çok daha işleyen bir hale getirebilir ve bu sistemi bir gelenek haline getirebiliriz. Çünkü 3-5-2 ile çok da güzel başarılı olunabileceğini Prandelli'nin İtalya'sı bize çok net bir şekilde Euro 2012'de gösterdi. Buna ek olarak İtalya'da Valter Mazzari'nin 3'lü savunma ile bundan 10 sene önce 3.Lig'de oynayan Napoli'yi ve son 3-4 senesini felaket geçiren İnter'i nereden nereye getirdiği de bir örnek olabilir.
Hali hazır kadromuzda bile çok şeyleri değiştiren 3'lü savunma sistemi bu seneki anahtarımız olacak gibi duruyor. Ligde bu sistem ile alacağımız 5-6 maç üst üste galibiyet bizi ligde ve devre arası yapacağımız doğru hamleler ile Şampiyonlar Liginde tekrar başarıya götürecektir. Yeter ki şu Juve maçının ardından oluşan havayı bozmayalım ve Lucescu'da yaptığımız hatayı Mancini'ye yapmayalım.
Defans sorununa ek olarak dengesiz kadro yapımızda bu sene en çok baş ağrıtan meselelerimizden biri oldu. Burak sol da mı oynar forvette mi ? Sneijder oynarsa Burak oynar mı ? Bruma sağda mı oynamalı sol da mı ? gibi nice soruyla basta Mancini olmak üzere biz bile uğraştık. Ancak şu bir gerçek ki Burak veya Sneijder'den herhangi birini yedeğe çekmek büyük bir kayıp olurdu ve bu iki oyuncunun da oynamasını sağlayan 2 sistem vardı. Ya 4-3-1-2 ya da 3-5-2 veya onun kombinlerini oynamalıydı Galatasaray.
4-3-1-2 geçen seneki başarının anahtarı olmasına rağmen içinde büyükte bir risk barındırıyordu. Öndeki 3 kişinin zaten defansa katkı vermediğini düşünürsek orta sahada ki adam sayımız iyice azalıyor beklerden herhangi birinin de hücumdan savunmaya geri dönmekte sorun yaşadığı durumda tehlikeli kontralar ile gol yemeye davetiye çıkarıyorduk. (bkz: Arena'daki S04 maçı) Bu arada geçen sene 4-3-1-2'nin bu açıklarını minimuma indiren adam Hamit'ti onun yerine denenen Engin-Ceyhun ve Yekta 3'lüsünden bu katkı gelmeyince bu sistemi oynamak büyük bir riskti.(bkz: Arena'daki 6-1'lik Real maçı)
Geç de olsa Mancini İtalyan ruhunun da etkisiyle sanırım 3-4-1-2 sisteminde karar kıldı. Bu sistemde Eboue ve Riera gibi ne tam bek ne tam hücum oyuncusu olan kanatların açıkları minimize ediliyordu çünkü onların açıklarının olduğu yerde stoperler devreye gidiyor o stoperin açığını da orta sahadaki defansif roldeki oyuncu -Melo- kapatıyor ve her şey tıkırında gidiyordu. Tabi bu sistemin önemli parçalarından biri stoperlerin birinin lider karakterinde olması sanılanın aksine takımdaki bu isim Chedjou değil Gökhan Zan tabiki de. Gökhan’ın bir nevi liderliğinde geri hat daha düzenli işlemeye başladı son 2 maçtır özellikle. Ayrıca bu sistem ile Burak Drogba ile forvette yer alıyor Selçuk ve Sneijder ara pasları ile bu ikili daha rahat besleyebiliyor.
Bu sistemi daha mükemmel hale getirecek 2 şey var şu an takım için. Stopere Chedjou'nun yerine liderlik vasfı Zan'dan da fazla olan (bkz: Ujfalusi) gibi bir adam alıp sol kanat içinde sol bek orjinli olup aynı zamanda sol önde de oynayabilen bir adam alarak (bkz: Kolarov) sağ kanata da Hamit'i monte ederek çok daha işleyen bir hale getirebilir ve bu sistemi bir gelenek haline getirebiliriz. Çünkü 3-5-2 ile çok da güzel başarılı olunabileceğini Prandelli'nin İtalya'sı bize çok net bir şekilde Euro 2012'de gösterdi. Buna ek olarak İtalya'da Valter Mazzari'nin 3'lü savunma ile bundan 10 sene önce 3.Lig'de oynayan Napoli'yi ve son 3-4 senesini felaket geçiren İnter'i nereden nereye getirdiği de bir örnek olabilir.
Hali hazır kadromuzda bile çok şeyleri değiştiren 3'lü savunma sistemi bu seneki anahtarımız olacak gibi duruyor. Ligde bu sistem ile alacağımız 5-6 maç üst üste galibiyet bizi ligde ve devre arası yapacağımız doğru hamleler ile Şampiyonlar Liginde tekrar başarıya götürecektir. Yeter ki şu Juve maçının ardından oluşan havayı bozmayalım ve Lucescu'da yaptığımız hatayı Mancini'ye yapmayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder